20 Ağustos 2012 Pazartesi

Eid Mubarak!

Salam Alaykum!
Ramazanı Krallıktan uğurladık, ve finali de sevgili Erasmus yoldaşımla Cambridge'de yaptık elhamdülillah.
Ramazan panayırı diye bir şeye tanık oldum ilk kez...
Kendimi "ait" hissettim, bütün hissettim, sıcacıktı ortam.
Selamlaştık, tanıştık, muhabbet ettik ve bayramın gelişinin mutluluğunu paylaştık.
Çoğumuzun tüm akrabaları burada değildi,ama zaten müslüman müslümanın kardeşi değil miydi, birbirimize sarıldık biz de.
Hayatın unutulmaz olayları olur, zamanları olur... Ama bir de unutulmaz hisler vardır benim için. İşte dün bütün bir gün öyle bir his içinde idim. Hala da düşününce mutlu oluyorum o yüzden olur da unuturum diye bloguma yazayım^^
Biz de yapmalıyız dedim içimden, ailemizle bayramlaştıktan sonra biz de ortak bir alana gidelim hep beraber, beraberliğimizi bağımızı ve muhabbetimizi kuvvetlendirelim. Öyle ki biz de yoldan karşıya aynı alana bayramlaşmaya giderken, otobüsler durup beklemek zorunda kalsın trafiğimizden^^(Bugün işe otobüsle giderken bayramlaşmaya akan kalabalık nedeniyle durup, trafik polislerinin geç onayını bekledik de^^)

Blogumu okuyan herkesin bayramını kutluyorum, Allah bir sonraki Ramazan a sağ salim, hayırlısıyla eriştirsin bizleri. Müslüman kardeşlerimizle bağımız daha güçlü muhabbetimiz daha fazla olsun.

Krallıktan dualarla bu defa^^
Betül

14 Ağustos 2012 Salı

(Bir Gen)etik Hikayesi-1

Blogumun ismini bulmakta çok zorlanmıştım, ama şimdi seviyorum onu, dalga konusu olma potansiyeli olsa da.
Bölümümü seviyorum filan diye bir giriş yapmayayım o zaman, malum^^

Genetik ile ilgili yazı yazacağım dedim ama, benim için o kadar çok şey var ki çağrışım yapan, nereden başlasam bilemedim.

En iyisi neden bu bölümü seçtiğimle başlayayım, bu bölümde ne okunur, neden okunur, işsiz mi kalınır, insan mı kopyalıyoruz, fare mi kesiyoruz... gibisinden devam ederim inşallah.

6. sınıfta tam anlayamadan Genetik Mühendisi olacağım'la başladı benim için, ama lisede araştırırken emin oldum karar kıldım diyebilirim, oradan anlatayım en iyisi.
Bilim adamı olmak diye bir heves var. Başkalarının daha önce görmedikleri bilmedikleri bir şeyi ilk kez tanımanın, sonra anlatmanın, bir sonuca dökmenin heyecanı diye bir gerçek var. Sanırım benim için buydu neden. Biyoloji canlıydı, yaşayan bir şeydi, öğrenmesi çok zevkliydi. Biyoloji ile ilgili bir bilim dalı istedim o yüzden.
Evet Biyoloji yi sevmek, çalışırken mutlu olmak Genetik seçmek isteyenler için kendilerini yoklamaları için bir nokta olabilir. Biyoloji çalışırken aa bu böyle miymiş, demek midemde asit varmış, beynim çok oksijen tüketirmiş, nöronların şekli ne de değişikmiş gibi düşünceler beliriyorsa kafanızda, demek ki yalnız değilim:) Yok onu demeyecektim, demek ki ilginiz var! Tabi ki illa benim düşüncelerim gibi bıdı bıdı olmak zorunda değil, herkes kendini az çok tanır hangi dersten hoşlandığını bilir, ona göre karar verin^^
Bir noktaya dikkat çekmek istiyorum, Biyoloji den yüz alıyorsanız demedim, Biyoloji yi seviyorsanız ilgi duyuyorsanız dedim.
Bu konu gerçekten hüzünlü. Beni üzüyor. Bir dersi sevsek de bazen çok iyi notlar alamayabiliriz, bu bizi o alanda bir meslek seçmekten alıkoymamalı. Mesela ben çok iyi hatırlıyorum biz ortaokuldayken benimle dalga geçen arkadaşlarım mevcuttu(hala mevcut da neyse:)) Genetik o zamanlar çok uçuk puanlardaydı, hani orası olmaz herkes kazanamaz daha mantıklı gerçekçi bir hedef söyle diye.
Ama elhamdülillah, yani puanlar ben sınava girene kadar inanılmaz değişti, Allah nasip etti de buraya geldik. Hedefimi yüksek tutmanın motivasyonumda hep yararını gördüm diyebilirim.İnsanlardan çekinirseniz söylemeyiverin kendi kendinize fısıldayın!:)

Genetik seçmeye bir başka sebep de özel bir alan olması. Yani Biyoloji nin bir kısmı, konusu çok spesifik, yani ben 3. sınıf olacağım neredeyse nasipse, hala hücrenin içindeyiz^^
Sonuçları, yani mesela ışıyan tütün bitkisi beni benden almıştı ilk gördüğümde kitapta. Gen bilimi ile kanser ya da kök hücrenin ilişkisi, geleceğin tedavilerinin çözümünün Genetik te oluşu. Mesela kişisel tıp gelişmekte, artık her hastanın kendi vücuduna genlerine göre özel bir tedavisi olacak.
Davranışlarda genlerin etkileri araştırılıyor çok ilginç deneyler var yapılmış, Genetik insan denilen mucizeyi anlama yolunda müthiş bir araç. Temele iniyorsunuz çünkü, Neden Neden Ailesi diye bir çizgi film vardı baba ile oğlu böyle küçülüp canlıların içine girip ordaki organlarla hücrelerle konuşurlardı. (favorimdi o çizgi film benim^^)Bir bölümünde DNA yı legolar halinde göstermişlerdi mesela, çocuk oynayınca aslen köpek olan yaratık değişmeye başlamıştı^^ O sahne hala aklımda durur. Tabi ki buradan Genetik alanında uzman insanlara insanüstü güçler atfeden ya da onları tamamen canavar konumuna koyan gruplar geliyor akla hemen. İkisi de uç, ikisi de olayı çarpıtmak. Bu konuda dertliyim başka yazıya kalsın^^
Tabi Genetik seçme sebeplerini sayarken Tıp olayına da girmesem olmaz. Türkiye de Genetik seçmeye çabalayan her ÖSS(evet ÖSS!^^) öğrencisi gibi ben de tıp baskısına maruz kaldım. Tıp ile Genetik arasında tercih yapmak tamamıyle kişisel. Yani şimdi burada insanları Genetik'e çekmeye çalışmayacağım(söz vermesem?).
Benim için, bilim yapmak, üreten olmak, arka planda ilacı ya da tedaviyi tasarlayan hastalığı anlamaya çalışan olmak, hastayla doğrudan temas halinde olup keşfedilmiş ilacı vermekten daha cazipti. Doktorlara çok hayranım o ayrı, çok güzel bir meslek, zor, zahmetli. ( Çook sevdiğim bitanecik dostum doktor adayı, görüşemiyoruz bile ordan biliyorumT.T) Ama benim düşüncem buydu. Tabi burada bahsetmesem olmaz, önceleri kendi tercihimi savunurken ben hastalığa tedavi bulucam, uygulayan değil tedaviyi keşfeden olucam tarzından hayallerim vardı. Ama gerçeklerle yüzleşmek lazım. Yüzlerce bilim adamı bir hastalığı araştırıyor, sonra oluşmuş ortak birikimden faydalanılarak tedavi bulunuyor. Mesela kanser için bir sürü bir sürü bilim adamı çalışıyor şu anda, bir tane insancık çıkıp ben tedavi buldum diyemiyor. Çünkü Biyoloji böyle işte, derine indikçe ayrıntı daha çok ayrıntı daha büyük sistemler. Şimdiki amacım, bu ortak birikime faydalı katkıda bulunabilmek. Büyüdüm denebilir:)
Tabi ki beyaz lab önlüğü, eldivenler, mikroskopta görünen mini mini hücreler gibi pek çok hevesin de etkisi olmadı diyemem^^
Şimdi aklıma geldi ben Biyoloji odaklı olduğumdan, diğerlerini yazmamışım bile.
Genetik bölümünde sadece Biyoloji ile uğraşılsaydı benim için rüya gibi olabilirdi...
Ama gerçekler acı. Fizik bile var! Fiziğe olan nefretimi kusmak istemiyorum izninizle değiştiriyorum konuyu. Matematik,hem de İstatistik bile(bile derken, bu stajımda istatistiğin ve bilgisayar biliminin önemini kavradım bir başka yazıda istemsiz de olsa uyarımı yapmak isterim, çok önemliler!) gibi dersleri de ilk iki yıl alıyoruz. Gereksiz dersem yalan olur, işe yarıyor ki koymuşlar. Hem artık bu benim nerede işime yarayacak mantığı ile; yıllardır bana bir şey kazandırmadığı için yollarımızı huzurunuzda ayırmak istiyorum.Oh!
Biyoloji içinde, üniversitelerin müfredatlarına sitelerinden bakarak rahatlıkla öğrenebileceğiniz önce genel, sonra özele inen dersler alıyoruz. Hemen her ders için lab alıyoruz, uygulamayı da bir yandan pekiştirmek için.
Kimya tabi ki önemli bir parçası Genetik'in. Kimya benim için uzlaşabildiğim ve nefret dolu olmadığım bir ders olduğundan, varlığını kabullenebiliyorum^^ Hele şimdi stajda kullanacağım her malzemenin yapısını, nasıl saklanacağını, ne kadar zararlı olduğunu bilmek ya da derişim hesaplamaları, çözünürlük tahminleri yapmak günlük bir zorunluluk olduğundan, uzun süreli bir sözleşme imzaladık denebilir.

Genetik e giriş için bu kadar yeter sanırsam,
Yazılarım gitti diye üzülen arkadaşlarım için hemmen yenisini koymaya çalıştım,
Umarım okursunuz,

Selametle
Betül









10 Ağustos 2012 Cuma

Nokta Değil Virgül

Neler oldu blogumda?
Yazılarım nereye gittiler?
Blogumu okuyan bir sürü insan olmadığını biliyorum, böyle bir amacım da yoktu nitekim. Ama birkaç kişi vardıysa da, açıklama yapma ihtiyacı duymaktayım.
Bu 3 ay blog yazmayı sevdim, sanal alemde bilgi karmaşası olayına, herkesin herkes hakkında çok kolay bilgi sahibi olabilmesi fikrine karşı olmama rağmen; bunlar bu küçük deftere yazmak fikrinden beni alıkoyamadı.
Ama kontrolü kaybetmeden önce, blogumu olması gerektiği formata döndürmek istedim.
Açıkçası blogumu kapatmak istemediğim için, revize etme kararı aldım.
O yüzden şimdilik blog macerama nokta değil virgül bu. En azından öyle düşünmek istiyorum, olmaz mı?
Yazı yazmaya devam edeceğim nasipse, umarım benim anlatmaya gönüllü olduğum konularda yardıma ihtiyacı olanlar okumaya devam ederler.
Mesela Genetik hakkında yazma sözüm vardı kendime ve Genetik hedefleyip yolu buraya düşmüş olanlara, bunu gerçekleştirmek ilk hedefim şu an. İngiltere ye gelen yol nasıl, bu yol İngiltere de nasıl, bir anlatayım istiyorum bildiğim gördüğüm kadarıyla. Yeri gelmişken, yazı yazmamı beklemeyip bölümle alakalı sorusu olanlar birgenbirben@gmail.com mail adresinden bana ulaşabilirler. ( Bölümü isterken bana öyle genel yazılar yetmiyordu mesela, birine sorabilme imkanım olsun çok istemiştim. )

İsteyince değil de, istemsiz olunca kısa yazabiliyormuşum,
Krallıktan iftar öncesi heyecanı ile,
Betül